Gerçek yaşamdan alınmış bir hikaye, hem Türk sinemasında hem de dünya çapında büyük ilgi görüyor. Filmin hazırlık aşamasının 7 yıl sürdüğünü belirten yönetmen Mustafa Uslu, iki ülke arasındaki ilişkilerin ve projelerin zorluklarını anlattı. Film, bir Türk annesinin, özel bakım gerektiren bir çocuğa gösterdiği insanlık ve sevgi dolu özveriyi anlatıyor. Bu hikaye, 10 yıl boyunca hastası olan ve yaşamın mucizesini gösteren Gülsüm anne ve çocuklar arasındaki bağı anlatırken, evrensel bir mesaj iletiyor.
Mustafa Uslu, gerçek bir olaydan uyarlanan hikayenin kurgusuz ve tamamen hayatta yaşanmış olaylara dayandığını ifade ediyor. Filmin dikkat çekici yönü ise, mucizevi biçimde 2 ayda ölüme terk edilen bir çocuğun 10 yıl boyunca sevgiyle yaşatılması ve onun hayatla yeniden buluşmasıdır. Rusya'da da yoğun ilgi gören film, Gülsüm anneye olan saygı ve takdiri da beraberinde getiriyor. Çocuk Kemal Sunal filmlerine tepki verirken, annesiyle kurduğu bağ ve yaşananlar izleyiciyi derinden etkiliyor.
Mustafa Uslu, filmin insanlık, vicdan ve merhamet hikayesi olduğunu belirterek, setlere ve oyuncu kadrosuna olan inancını dile getiriyor. Ayrıca, sinema sektörünün gelişimi ve dijital platformların olumsuz etkileri hakkında önemli uyarılarda bulunuyor. Dijital yayınların sektörü bitireceği endişesi taşıyan Uslu, filmlerinin en az 3 yıl sonra yayınlanacağını ve büyük yapımların dijital platformlara kısa sürede satılmaması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, Erol Taş'ın hayatını belgeleyecek yeni bir projesi olduğunu ve bu filmin de sadece sinema salonlarında gösterileceğini açıklıyor. Sinema sektörüne olan tutkusunu ve insanlara dokunan yapımlar üretmeye devam edeceğini belirten Uslu, Türk sinemasına ve insanlığa yaptığı katkıyı ön plana çıkarıyor.