Modern yaşamda stres ve yoğun duygusal yükler, çoğu zaman fark edilmeden bağımlılıklara dönüşebilir. Telefon ekranına bağımlı olmak, sosyal medyada kaybolmak veya alışverişle stres atmak gibi davranışlar, başlangıçta masum görünse de uzun vadede yaşam kalitenizi olumsuz etkileyebilir. Klinik Psikolog Dr. Yasemin Meriç Kazdal, bu davranışların temelinde yatan bilinçsiz alışkanlıkları ve bağımlılık döngüsünü detaylarıyla anlatıyor.
İnsanın temel ihtiyacı bağ kurmak ve sevilmek olsa da, günümüz dünyası bu ihtiyacı dijital bağlantılar ve geçici hazlar ile karşılamaya yöneliyor. Bu durum, zihnimizin çok yorulmasına ve bedenimizin sıkışmasına sebep oluyor. Herkes stresle baş etmek için farklı yöntemler deniyor; kimisi yürüyüşe çıkar, kimisi müzik dinler ya da alışveriş yapar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken detay, tüm bu davranışların bağımlılığa dönüşüp dönüşmediğidir. Davranışların kontrol edilebilirliği ve uzun vadeli etkileri sorgulanmalı.
Uzmana göre, beynimiz hoşumuza giden deneyimlerde dopamin salgılayarak kendimizi iyi hissettirir. Bu his sürekli tekrarlandığında ise bağımlılık riskine yol açar. Davranışlarımızın arka planındaki duyguları fark etmek ve onları anlamak, bağımlılığı önlemenin en etkili yollarından biridir. Ayrıca, farkındalık geliştirmek, düzenli hareket etmek, güvenilir kişilerle duyguları paylaşmak ve gerekirse profesyonel destek almak bağımlılığı önlemekte büyük rol oynar.
Unutmayın, duygusal yüklerinizle yüzleşmek, bağımlılığa dönüşmeden yaşam kalitenizi artırmak ve iç huzuru bulmak için en doğru adımları atmanızı sağlar. Kendinize dürüst olun, çünkü gerçek dönüşüm, kendinizi anlamakla başlar.